Yorumlarınız ve oylarınızın desteğiyle bölümler gelebilir. ~~~~~~~~~~ "Kırmızı en sevdiğim renk ve en sevdiğim melodi..." sıcak yüze fısıldadı "... senin heyecandan çırpınan kalbinin sesi." Gözleri karşısındaki koca kahveleri memnuniyetle süzerken çatılan kara kaşlarla burun kanatlarıyla soğuk havayı içine çekti. "Bakıyorumda çok şiir okumuşsunuz!" iğneleyerek çıkmıştı dudaklarından kızın. "Belki... Önemli olan şiir mi söylemem yoksa kimin söylettiği mi?" Freya, kaşlarını çatıp bu laf cambazı adamın yüzüne olumsuzca bakıyordu. "Yani, bilirsin şairler şiire layık olmayan bir şeyi söylemezler..." dudakları yana yayılıp beyaz dişleri ortaya çıkınca "... benim şairliğimde elmaların layıklığı kadar." dedi adam. Bu neydi böyle?! Ah, ne bu kur mu şimdi? "Belli ki sizin elmalar daha olgunlaşmamış ki bu kadar basit bir şiir söylüyorsunuz. Ya da söylediğinizi sanıyorsunuz. Ha kralım?!" "Olgunlaşmasını sağlarım o vakit matmazel." Freya, yapılan imayla bir adım gerilerken karşısındaki adamın laflarıyla kıpkırmızı olmuştu yanakları. Frank'in yüzündeki gülümseme yerini ciddiyete bırakırken "Olgunlaştılar bile!" gözleri kırmızı yanağın üstünü süsleyen siyah ayva tüylerini arşınlıyordu. ~~~~~~~~~~~~~ Körlük, bir şehre yayılırsa ve bunun sorumlusu Kralın Kuğusuysa ne olur? Sebebi neydi de yalan ve doğru savaşırken doğrular, yalanlardan daha fazla acıtırdı? © Tüm Hakları Saklıdır! Ç(alıntı) kesinlikle yasaktır! Kitabımda reklam ve başka kitaplar hakkında yorumlarda bulunmayın! Hakarete tahammülüm yoktur❗